The Sun gazetesinin yorumunda ise Zico'nun takımının maça en az İstanbul'daki kadar gergin çıktığı öne sürüldü ve ''tehlikeli bölgelerde son derece basit paslaşmalar yaptılar ve Chelsea'nin hiç uğraşmadan dünyanın en iyisi gibi görünmesine yol açtılar'' denildi.
Chelsea'nin aslında daha oyunun çok başlarında avantajını ikiye katlaması gerektiği de savunulan yorumda, oyun ilerledikçe Fenerbahçe'nin durumun güçlüğünün iyice farkına vardığı iddia edildi.
Erken gelen ilk gole rağmen Chelsea'nin ikinci gol atılmadan son derece rahatsız göründüğünü kaydeden gazete, Fenerbahçe'nin, Chelsea sahasında zaman zaman hem adam hem de yer bulduğunu, ancak bunu gole çevirmeyi başaramadığını yazdı.
Daily Mail gazetesi ise Ballack'ı öven bir başlığa yer verdiği haberinde Chelsea'nin, dün Stamford Bridge'de ''A sınıfı futbolunu oynamadığını, buna gerek de kalmadığını'' yazdı.
Fenerbahçe'nin Şükrü Saracoğlu'ndaki kahramanca performansına hiç benzemeyen zayıf bir direniş gösterdiğini öne süren gazete, ''Zico'nun takımı oyun kuramadı ve Chelsea turu geçti'' diye yazdı.
Oyunun ilk yarısının sonlarına doğru Chelsea'nin durgun savunmasını zorlayan Lugano'nun kafa çıkışına dikkat çekilen yorumda, Chelsea'nin bu noktada neredeyse bir beraberliğe mahkum edilmeye yaklaştığı belirtildi.
İşte bu nedenle Grant'ın devre arasında takımına geçen hafta yaşananların ardından, bu hafta neler olabileceğini anlatmak zorunda kaldığı belirtilen yorumda, sonucu Lampard'ın golünün belirlediği ve Chelsea'nin önünde şimdi zorlu Liverpool aşamasının bulunduğu bildirildi.
The Times gazetesi de Ballack'ın dünkü maçta gösterdiği performansı övdü ve ünlü futbolcunun dün Chelsea açısından oyundaki tansiyonu düşüren isim olduğunu yazdı.
Fenerbahçe'nin bazı pozisyonlarda Chelsea'de paniğe sebep olduğu hatırlatılan yorumda, ''Chelsea oyuna aynen İstanbul'daki tempo ve amaçla başladı, ancak yine bunu korumakta başarısız oldular'' denildi.
Rıdvan Dilmen, Chelsea-Fenerbahçe maçını nasıl yorumladı?